Yeni Söz

24.4.06

Sol-star ya da bir lider aranıyor / Ulaş Bayraktar


Geçen haftalarda gazetelerde çıkan bir haber, Türkiye’deki sola dair tartışmalarda bulunduğumuz noktayı ifşa etmesi açısından bana çok ilginç geldi. Habere göre yeni bir sol parti için kolları sıvayan 10 Aralık Platformu koordinasyon sorumlusu Rıdvan Budak Türkiye’nin ihtiyacı olan yeni sol liderin tarifini şöyle yapmış: "Ekonomi bilen, toz yutmuş, çamur çiğnemiş, dayak yemiş, halkın değerlerine saygılı, verdiği sözde duran, yüreği geniş, kendisiyle barışık, özgüveni olan, demokrasiye inanan, bunu öncelikle kendi partisine uygulayacak, dünyaya soldan bakan devletten, sermayeden, medyadan korkmayan, herkesle özgüven içinde ilişki kuran, 40 yaşlarında bir insan…" (Milliyet, 13/04/2006).

Aranılan kriterler aslında birer birer ele alınmayı hak ediyor ama benim derdim aranan vasıfları tartışmak değil; bunların ötesinde böylesi bir oluşumun bir lider arayışına girmiş olması. Ortada belirlemeye başlamış bir duruş, bir proje ya da siyasal program olmadığı halde, bir lider arayışına girilmiş olması benim fena halde aklıma takıldı. Yani bu kriterlere uygun bir aday çıksa, oluşumun başına geçse, süreç hızla sonuca gidecek sanırsınız. Ne de olsa, yeni lider ekonomi bileceği için hemen oluşumun ekonomik duruşunu belirleyecek; devletten, sermayeden, medyadan korkmayacağına göre bu duruşu da dirayetli bir şekilde savunmayı bilecektir. E zaten dayak yemiş toz yutmuş olduğuna göre o da Erdoğan gibi ‘ağaçtan düşmüş’ sayılır; dolayısıyla mazlum kitlelerle buluşması, oluşumu buluşturması da zor olmayacaktır; demokrasiye de inanacağına; hatta soldan bakan bir olacağına göre şekilsel olarak da maraza çıkarmaz; eh artık yeni oluşumun başarısını şimdiden kutlamaya başlıyabiliriz.

Bu şartlarda bir lider bulmak hakikaten zor olabilir. Benim nacizane önerim yeni sol oluşumun da zamana ayak uydurması ve gelişmiş iletişim tekniklerini kullanarak bu süreci hızlandırmayı bilmesidir. Örneğin tez elden bir televizyon kuruluşu ile anlaşılıp, pop-star, benimle dans edip evlenir misin tarzı bir prodüksiyonla potansiyel adaylar belirlenebilir. İl il, kasaba kasaba gezecek ön eleme ekibi, öncelikle siyasal partilerin yerel teşkilatlarında, sivil toplum örgütlerinde, bilumum sol organizasyonlarda siyaset yapmakta olan parlak adayları belirler. Daha sonra bu adaylar belli bir mekanda toplanarak, konunun uzmanları tarafından siyaset bilimi, ekonomi, hitabet, ikna sanatları, müzakere ve münazara teknikleri, ayak oyunları, kulis stratejileri gibi muhtelif konularda eğitim aldıktan sonra esas elemeye geçilir.

Eleme, tamamen demokratik teamüllere dayanılarak gerçekleşecektir. Her hafta belirlenecek bir konu üstünde adaylar hafta boyu çalışarak, eleme gününde hazırladıkları çözüm önerilerini, siyasi programlarını jurinin ve izleyicilerin beğenisine sunarlar. Bülent Tanla veya Ali Taran gibi konunun uzmanları ve Rıdvan Budak, Celal Doğan gibi yeni sol oluşum müptelalarından oluşan juri heyeti öncelikli olarak adayların performansı hakkında görüş bildirir. Bu değerlendirmelere paralel olarak halkımız da çeşitli iletişim kanalları aracılığıyla tercihlerini, oylarını, programa iletirler; böylece uzmanların hassasiyetleri ile kitlelerin tercihleri buluşup ideal sol lider ortaya çıkar. Zaten süreç başlı başına bir siyasi iletişim ve pazarlama mucizesi olacağı için oluşuma sadece bir lider bulunmuş olmakla kalınmaz, aynı zamanda girişim bu süreçte halkla bütünleşmiş, onların ilgisini ve desteğini sağlamış olur.

Olur mu, olur hem böylece ne siyasi program ne proje derdi kalır. Lider bulunur, parti kurulur, halk bağlanır, iktidara yürünür…

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home