Yeni Söz

1.10.07

Doğaçlama Zamanı /Özge Mumcu

Recep Tayyip Erdoğan’ın Wall Street Journal’a verdiği röportaj Atatürk’le ilgili soruya İngilizce “happened” yanıtı vermesi dikkati olan biten olarak görünenden öteye, yani olana RTE’nin yanıt diliyle devam edersek “happening”e taşıdı. Erdoğan ile makalede ön plana çıkan bir başka konu ise RTE’nin “laik seleflerinden” daha başarılı olarak ele alınmasıydı. (http://www.milliyet.com.tr/2007/09/29/son/sonsiy15.asp)

Öncelikle olan’dan başlayalım. Happening, 1950’li ve 1960’lı yıllarda, performans, oyun, olay ya da durumların sanat olarak ele alınması anlamına geliyor. Daha çok doğaçlamaya dayanan bu sanat türünde yer sınırlandırılması yoktur. Anlatısının ana öğeleri bellidir ve izleyiciyi de içine sokmayı amaçlar. (basit kaynak: http://en.wikipedia.org/wiki/Happening )

AKP iktidarı başarılı bir happening sahneye koyuyor. Temel öğeleri ise son beş yıldır her gün medyada karşımıza çıkan kavramlar: laiklik, türban ve kamusal alan. İtirazı olanlara yanıtı hazır: “herkes kendi işine baksın”. Adeta tıkır tıkır işletilen, ehil ellerce sahneye konulan bir sanat gösterisinin göbeğindeyiz. Gösteri oldukça kalabalık aslında, kamuoyunun (anayasa taslağı, cumhurbaşkanı seçimi gibi konularda) desteğinin demokrasi adına sağlanması istenirken “uzlaşma dayatması” söylemiyle şahlanan iktidar yanlısı basın, korkusundan mıdır bilinmez karşı kampa düşüveren “hürriyet” ve bu sahnede söylem cambazlığı yapan bir Başbakan, “ılımlı” görünmeye çalışan çocuğunun ayıbını örten bir baba söyleminde bir Cumhurbaşkanı, itirazcı -yabancı basının dillerine doladığı şekilde- “katı laik güçler” ve sahneye seçimden seçime giren bizler.

Bir sahnede bizler için kurulu. Sahi, bu sahnede siz neredesiniz? Kaç kişiyiz biz diye mi sayıyorsunuz, yoksa türbanlılar aslında azaldı diyen araştırmalara mı alkış tutuyorsunuz? Özelin kamuya, kamunun özele, elde kalan özelin de iğdiş edildiği Malezya topraklarına mı bakıyorsunuz? Ilımlı islama giden yol zamanlamayla mı, onbeş yıl boyunca önce Malezya sonra da İran mı diye düşünenlerdensiniz?


Demokrasi adına AKP’ye destek verenlerden misiniz? “Asker ayıp etti” deyip yaşananlara gözlerinizi kapıyor musunuz? Günceli takip edin sadece “mundar bardak” operasyonu bile bu yapının ne kadar “demokratik” olduğunu göstermekte. (http://www.haber1.com/haber/20070928/Ankarada-mundar-bardak-operasyonu.php)

Demokrasi bir tramvaysa, o durakta artık inen biri var.

Neoliberal demokrasinin “yıldızları” olan Menderes-Özal ve Erdoğan üçlüsünün özelliğini de Wall Street Journal’daki makalede Robert L. Pollock güzelce özetliyor; “‘(Ekonomide) Rekabet için engeller düşürülüyor, ‘vergi oranları azaltılıyor, ‘girişim serbestleştiriliyor’. Bu boş bir konuşma değil, Sayın Erdoğan kesinlikle Türkiye’nin ekonomisine, IMF’ye bağımlı laik seleflerinden daha iyi hizmet etmiştir.”

IMF politikalarının başarılı temsilcisi RTE laik seleflerinden daha başarılı görüldüğüne göre, bu ılımlı islam temalı “happening” bir sure daha sahnede olacak. Laik selefleri ise kriz çıkaran, statükocu ve asker yanlısı olarak tarihe geçecek. Bizler ise toplumca laiklik tartışmaları, türban nasıl takılır, mahalle baskılarına, Malezya tartışmalarına gömülüp gideceğiz, sonra ellerimizle sardığımız yumak saçılacak ve Gargamel’in kedisi Azman hepsini bir birine dolayacak.

Happening’de doğaçlama zamanı...

1 Comments:

At 3/10/07 16:02, Blogger Serhad Kara said...

Ne demokrasi ile laiklik ne de AKP ile asker arasında bir tercih yapacağız. Bu yanarak mı yoksa boğularak mı ölmeyi istersin, seç birini demek gibi bir şey. Laiklik eksenli bir mücadele ile AKP iktidarının yıkılamayacağını görmemiz için daha kaç kez yenilmek gerekiyor? Ben RTE'nin yerinde olsam laikler bu söylemlerine hep devam etsinler, CHP hep bu merkezde yürüsün isterim. Her seçimde ne güzel tokatlarım CHP ve laikleri. AKP'nin panzehiri Kemalist elit olamaz.

 

Yorum Gönder

<< Home