CHP’nin Sorumluluğu / Sinan Altunç
Geçen Mayıs ayının başlarından beri gündemde olan bir mesele var: Terörle Mücadele Kanunu Tasarısı’nın (Tasarı) 6. maddesine CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın getirdiği eleştiri. Hatırlatmak gerekirse, Sayın Baykal söz konusu madde hükmünün Abdullah Öcalan’ı mahpusluktan kurtarabileceğini belirtmişti ve bu açıdan Tasarı’nın yeniden ele alınması gerektiğini ileri sürmüştü. Nitekim Hükümet Sayın Baykal’ın bu eleştirilerini dikkate alıp, kim veya kimler tarafından konulduğu bir türlü açıklığa kavuşturulamayan bu hükmü Tasarı’dan çıkardı. Fakat Tasarı’nın görüşüldüğü alt komisyonun CHP’li üyeleri bu sefer de, Tasarı’nın irticai teröre açık kapı bırakılacak şekilde düzenlendiği iddiasında bulundular.
Bu aktardıklarım belki de ilk bakışta normal karşılanabilecek, hatta alkışlanabilecek gelişmeler. Ancak meselenin biraz daha derinine inildiğinde işler değişiyor.
Malumunuz, TMK terörle mücadele etmek adına çıkarılmış ve bu amaçla da özgürlüklerin olabildiğince sınırlandığı bir norm. Hükümleri ifade özgürlüğü ile çelişen, ve hatta bu sebeple 2003 tarihli 6. Uyum Yasaları Paketi ile “Devletin Bölünmezliği Aleyhinde Propaganda”nın suç olmaktan çıkarıldığı bir kanun TMK.
Hâlbuki, Sayın Baykal ve diğer CHP’liler, Tasarı’nın bu anti-demokratik özelliğini tartışacağı yerde, düzenlemenin Abdullah Öcalan bakımından adeta bir af niteliğinde olduğu ve irticai terörle mücadele edemeyeceği iddiaları ile ortaya çıktılar.
CHP’liler aslında böyle yapmakla, sol bir parti kimliğiyle örtüşmeyen tavır sergilemiş oldular. Zira, siyasi yelpazenin solunda olduğunu iddia eden bir partinin veya herhangi bir örgütün, böyle bir Tasarı’yı en ince ayrıntısına kadar inceleyip, kamuoyunun önüne bu şekilde çıkması gerekirdi. Ancak bu yapılmadı. Bunun yerine, ülke bir süre tek bir maddenin kim tarafından Tasarı’ya konulduğu gibi oldukça gereksiz meseleleri tartışmak durumunda kaldı. Nitekim bugünlerde de, Tasarı ile ilgili alt komisyon görüşmelerinde, CHP’li üyeler, Danıştay tarafından hukuka uygunluğu incelenmeye başlayacak olan Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’ne referans yapmak suretiyle tartışmaya yeni boyutlar katıyorlar.
Netice olarak, asla CHP’liler tarafından gündeme getirilen meselelerin yararsız veya gereksiz olduğu kanaatinde değilim. Bilakis daha fazla araştırmalı, daha fazla sorgulamalı ve daha fazla tartışmalıdır. Sol bir partinin sadece kendi destekçilerine değil, tüm topluma karşı olan sorumluluğu bunu gerektirir.
Açıkçası CHP bu haliyle, kendi politikasını iktidar partisininkine göre ayarlayan, umudunu halkın gözünde AKP korkusu yaymaya bağlayan bir parti görünümündedir. Bu ise, en basit ifadeyle, sol bir parti olarak topluma karşı sorumluluğunun farkında olmamak şeklinde tanımlanabilir.



0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home